Skip to content
Türkiye'de

Önoturizm

Fransızca kökenli bir sözcük olan önoturizm, Tarım ve çiftlik turizmi – (Agroturizm) ailesinin önemli bir
üyesi olan, kültürel ve gastronomik turizmin buluşma noktasında bulunan, bağ ürünlerinin, doğal, tarihi ve beşeri mirasın keşfine yarayan, içinde konaklama, doğa aktiviteleri, zengin gastronomik deneyimler, doğrudan bir ürün satışı da barındırabilen; sürdürülebilir / yüksek katma değerli / butik ve insani ölçekte bir turizm çeşididir.

Dünyada birkaç farklı isim kullanımdadır; “Oenotourism” (önoturizm), enotourism, wine tourism,
vinitourism bunlardan başlıcalarıdır.

Dünyanın en büyük 5.bağ alanına sahip Türkiye’de; “nitelikli kırsal alanlar” olarak yeniden yorumlanabilecek doğal alanlar, bize olağanüstü bir potansiyel sunuyor. Bağların çevresinde bulunan tesisler, her gün giderek artan kırsala olan ilginin kalbine; asma sıraları, pastoral görüntüleri, bitki çeşitlilikleri ve ferah alanlar yaratan mimari olanaklarıyla yerleşiyorlar.

Farklı coğrafi bölgelerimizden bağcı-üreticilerimizin girişimleriyle oluşturulmaya başlanan bağ rotaları, Türkiye önoturizm yapılanması için önemli bir yapı taşı. Trakya Bağ Rotası, Urla Bağ Yolu, İç Ege Bağ Rotası vb. rotalar tüm bağ ürünlerinin katma değer kazanmasını sağlıyor.

Önoturizm hareketinde yalnızca bağların ve şarap üretim tesisleri değil, bu tesislerin yakınında ziyaret etmeye değer nitelikte tarihsel merkezlerin bulunması da önemlidir. Türkiye bu konuda olağanüstü bir şansa sahiptir.

Zira birkaç Avrupa ülkesi dışında hiçbir ülkede şarap üretim noktaları ve çoğu aynı zamanda Unesco Dünya Mirası Listesinde bulunan tarihsel arkeolojik alanlar bu kadar iç içe değildir. 

Örnek vermek gerekirse, efsaneler kenti Troya ve Türkiye bağcılığının yükselen değeri Eceabat; dünyanın en iyi korunmuş antik kentlerinden bir olan Efes ve hemen yanıbaşındaki Ege ve Urla Bağ Rotaları; İç Ege’de Pamukkale – Hierapolis ve Çal Bağ Yolu, Kapadokya Bağ Rotası.